Yorum yok Genel Abdurrahim Bilik

Hakîm et-Tirmizî, başta tasavvuf olmak üzere İslamî ilimlere “hikmet” merkezli bir anlayışla yaklaşmış ve böylelikle naklî bilgilerin makul izahlarını yapmaya çalışmıştır ki bu çabası “hakîm” unvanını almasını da sağlamıştır.

Hakîm et-Tirmizî’nin hikmeti merkeze alan bu tutumunu fıkhî hükümlere de uygulamış ve söz konusu bakış açısından hareketle fıkhî hükümlerin taabbudî ve ta’lîlî şeklinde yaygın taksimine adeta itiraz ederek taabbudî olarak bilinen bazı hükümlerin de ta’lîlî olduğunu iddia etmiştir. Fakat onun ta’lîl anlayışı yukarıda işaret edilen hikmet anlayışı ile uyumlu biçimde gelişmiş, bu yönüyle fıkıh usulünde teknik anlamdaki ta’lîl anlayışından farklılıklar arz etmiştir.

Hakîm et-Tirmizî fıkhî hükümlerin tümünü makul (akıl ile kavranabilir) bir zemine oturtma uğraşındadır. Bu çabasının arkasında “Allah’ın hikmetsiz iş yapmayacağı” anlayışı bulunmaktadır. Bu kabulden hareketle belli başlı fıkhî hükümlerin taabbudi olduğunu iddia edenleri cehaletle itham etmektedir.

Hakîm et-Tirmizî, fıkhî hükümleri hikmetle iç içe geçmiş şekilde ta’lîl ederken onun tasavvufi yönünün ağırlığı da hissedilmektedir. Bu yönüyle o, dini anlatılardan ve tasavvufi yaklaşımlardan hareketle bir “rasyonel” zemin oluşturmakta ve fıkhî hükümlerin illetlerini oluşturduğu bu zemin üzerine inşa etmektedir. Genellikle Hanefî mezhebine nispet edilen Tirmizî, bu ta’lîl yönteminden hareketle ulaştığı bazı hükümlerin sonuçları üzerinden Ebu Hanife’ye de -ilgili hükümler özelinde- muhalefet edebilmektedir.

Tirmizî, söz konusu ta’lîl çabası esnasında zaman zaman fıkhî hükümlerin hedeflerinden de söz etmektedir. Bu yönüyle onun bu izahları, makasıdü’ş-şerîa çalışmaları açısından da öncü kabul edilebilir. Bilindiği üzere makasıd düşüncesinin terimleşmesi genel olarak hicri V. yüzyılda Cüveynî (478/1085) ile birlikte başlatılmaktadır.

Bu tebliğde Hakîm et-Tirmizî’nin dini hükümleri akılcı bir yorumla açıkladığı için çeşitli suçlamalara maruz kaldığı ve hatta kimilerine göre Tirmiz’den çıkarılmasına sebep olan İspatu’l-ilel ve İlelü’ş-şeriâ isimli eserlerinden hareketle onun fıkhî hükümleri ta’lîl yöntemini taabbudi olarak kabul edilen ibadat bahislerine nasıl uyarladığı ele alınıp açıklanmaya çalışılacaktır. Bu sayede Hakîm et-Tirmizî gibi İslam düşüncesinin gelişmesinde önemli katkıları olan bir âlimin, batın-zahir ayrışmasında zahir kanadı temsil eden fıkhî hükümleri nasıl gördüğü ve nasıl temellendirdiği açıklanmaya çalışılacak ve bunun üzerinden İslamî ilimlere günümüz bakış açısının zenginleşmesine mütevazı bir katkı sunulmaya çalışılacaktır.

    Abdurrahim Bilik Abdurrahim Bilik

    About | Hakkında:
    Kurum/Bölüm | Institution/Department :